En uygun zaman hangisi, ikinci hamilelikte neler beklemelisiniz ve büyük çocuk doğuma nasıl hazırlanmalı?” sorularının cevaplarını Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir yanıtladı.
Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir: “İkinci bebeğe hazırım diyen anne ya çok azdır ya da yoktur. Gözlemlediğimiz kadarıyla ikinci hamilelikler ya kazara ya da birinci kardeşin ısrarıyla geliyor. Bir canlıya karşılık beklemeden tutkuyla bağlanmak kuşkusuz anneliğin mucizesi… Birinci bebekte yaşanan zorluklar özelikle genç yaşta anne olanları ikinci çocuk fikrinden uzaklaştırabiliyor.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
Uygun zaman seçimi
Büyük çocuğu bebeğe hazırlamak
İkinci hamilelikte sizi neler bekler?
Hamilelikte psikolojik ve fizyolojik kaygı ve belirtiler
Hamilelikteki her ay, kendine özgü psikolojik kaygılar ve beklentiler doğurur. Hamile kadın özellikle ilk ayda; bir dizi psikolojik ve fizyolojik değişiklik yaşar. Bu dönemde yorgunluk, bulantı ve kusma gibi fizyolojik belirti ve depresif bir ruh hali ortaya çıkar. Kadının yeni duruma adaptasyonu ve hamile olmasıyla ilgili kaygı ve beklentileri süreci belirler. İstenen bir gebelikte, mutluluk ve doyum duygusu yaşanır. Ayrıca kadının ailesi ile ilişkisi, iş durumu, hamileliğin yaratacağı beklenti ve stresler, sürecin nasıl yaşanacağını etkiler. Yani hemen her anne adayında, kendi durumuyla ilgili olarak hamileliğin ilk ayında duygu ve mizaç değişiklikleri gözlenir.
Fizyolojik belirti ve depresif ruh halinin ikinci ve üçüncü aylarda kesildiği görülmektedir. Burada kadının karnındaki bebekle ilişkisi, geçmişte annesiyle yaşadığı duyguları ortaya çıkarmaktadır. Kişinin, bir yandan annelik rolüne uyum sağlarken, diğer yandan annesiyle özdeşleştiği görülmektedir. Örneğin; ikinci ve üçüncü ayda kusması halen devam eden anne adayının psikolojik yapısı mutlaka etkilenir. Bu kadınların çocuksu oldukları, eşiyle arasında belirgin kültür farklılıklarının olduğu bilinmektedir. Eğer kusma, kişinin normal yaşantısını devam ettirmesini engelleyecek düzeyde ise, kadına psikolojik destek, hatta ilaç desteği gerekir. Ayrıca bu dönemde yapılacak, gevşeme çalışmaları da faydalıdır. Hamileliğin üçüncü ayında, doğacak bebek, annenin bütün sistemlerini etkiler. Bu dönemde doğuma ait beklentiler ön plana çıkar. Doğum korkusu yaşayan kadınların kendini kontrol edememe, beden ve duygusal denetimle ilgili kaygılarının olduğu izlenmektedir.
Bu dönemde, hamile kadının bilgilendirilmesi, açıklamalarla yönlendirilmesi yararlıdır. Ayrıca eşin desteği de önemlidir. Bu kaygıların yoğun yaşandığı durumlarda ise psikolojik destek mutlaka gereklidir. Eşin de katılımı ile yapılan gevşeme çalışmaları, doğum ve sonrası konusunda bilgilendirme, kişinin kendi denetimini sağlayabileceği duygusunu arttırırken, korku ve kaygıyı azaltır. Ancak, daha önceden bulunan veya hamilelikte oluşan psikolojik bozukluklar, doğum komplikasyonlarını arttırabilmektedir. Bu nedenle eğer böyle bir durum var ise, anne adayının psikolojik açıdan yakın takibi ve desteklenmesi zorunludur. Hamileliğin son dönemlerinde doğum ve bebeğin sağlığına ait kaygılarla oluşacak yaşam değişikliklerine ve bunlara uyum ön plana çıkmaktadır. Hamileliğin kadın rolü dışında anne rolüne ait tüm duygusal, ruhsal yaşantıları etkilediği ve bu durumla ilgili çatışmaları ya da beklentileri tetiklediği görülmektedir.
Anne adayının yaşadığı psikolojik kaygı ve beklentileri hamilelik dönemini etkilemektedir. Bazı kadında kaygıyı arttıran gebelik süreci, bazı kadınlarda da önceki yaşamına ilişkin beklenti ve kaygılarında azalma da gösterebilir. Bazen de gebelik kadınlarda, kendine güven, kendini gerçekleştirme, seçkinlik duygusu da verebilir. Burada tabi ki kişilik yapısı son derece önemlidir. Kişilik yapısı problemli ve yetersiz ya da çocuksu yapıdaki kadınların bu dönemi daha zor geçirdikleri görülmektedir.