Ýstanbul Üniversitesi (ÝÜ) Týp Fakültesi Kadýn Hastalýklarý ve Doðum Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, tüp bebek tedavisinde baþarýyý belirleyen en önemli faktörün kadýnýn yaþý olduðunu vurgulayarak, ''Belirli yaþtan sonra ne yazýk ki yeterli sayý ve kalitede yumurta elde edilememekte, baþarý oraný düþmektedir. 'Nasýl olsa tüp bebek yaparým' diye düþünmek doðru deðildir, tüp bebek için de iyi ve kaliteli yumurtalara gereksinim vardýr'' ifadelerini kullandý.
Buyru, yaptýðý yazýlý açýklamada, tüp bebeðin kadýndan elde edilen yumurtalarla erkeðin spermlerinin laboratuvar ortamýnda bir araya getirilerek oluþturulan embriyonun rahim içine yerleþtirilmesiyle gerçekleþtiðine deðinerek, ilk tüp bebeðin tüpleri kapalý olan hastalar için düþünüldüðünü ancak sonraki yýllarda baþka nedenlerle de çocuk sahibi olamayan pek çok çift için umut olduðunu anlattý.
Tüplerde gerçekleþen döllenme sonucu oluþan embriyonun, daha sonra rahim içine yerleþtiðini ve gebeliðin oluþtuðunu kaydeden Buyru, tüp bebek tedavisinde, döllenme laboratuvarda yapýldýðý için tüplerin devre dýþý kaldýðýný belirtti.
Buyru, günümüzde yumurtalýklarý normal çalýþan ve tüpleri kapalý olan kadýnlarýn, tüp bebek yöntemi ile kolaylýkla gebe kalabildiðini aktararak, ''endometriozis'', ''açýklanamayan infertilite'', ''yumurtlama problemi'' ve ''erkek faktörü''nü, tüp bebek tedavisi gerektiren durumlar olarak sýraladý.
Saðlýklý embriyoyu bulabilmek için yapýlan preimplantasyon genetik taný ile tüp bebek tedavisi yapýlabildiðine dikkati çeken Buyru, kadýn yaþýnýn ileri olduðu ve geç kalýnmamasý gereken durumlarda da tüp bebek tedavisine baþvurulabildiðini kaydetti.
''40 YAÞ ÜSTÜ KADINLARDA TÜP BEBEKLE BÝLE GEBELÝK ÞANSI YÜZDE 20'NÝN ALTINDA"
Prof. Dr. Buyru, 1990'lardan sonra uygulanan mikroenjeksiyon yönteminin erkeðe baðlý kýsýrlýk tedavisinde ''çýðýr açtýðýný'' belirterek, daha önceleri çocuk sahibi olmalarý asla mümkün olmayan çiftlerin bu þekilde gebe kalabildiðine deðindi.
Bazý durumlarda tüp bebek tedavisi yapmanýn uygun olmayabileceðine dikkati çeken Buyru, þunlarý aktardý:
''Tüp bebek tedavisi yapabilmek için kadýndan elde edilen saðlýklý yumurtalara gereksinim vardýr. Yumurtalýklarý çalýþmayan veya yumurtalarý kaliteli olmayan kadýnlarda ne yazýk ki tedaviden olumlu sonuç almak mümkün deðildir. Burada da en önemli faktör olarak kadýnýn yaþý karþýmýza çýkmaktadýr. Kadýn doðurganlýðý 35 yaþýndan sonra azalmakta, bu azalma 38 yaþýndan sonra daha da hýzlanmaktadýr. 40 yaþ üstü kadýnlarda tüp bebekle bile gebelik þansý yüzde 20'nin altýndadýr. Ayrýca ileri yaþla birlikte gebelik olsa da düþük oraný artmaktadýr. Rahim içi ile ilgili yapýþýklýklar da baþarý oranýný önemli ölçüde azaltan ve çözümü nispeten daha zor olan problemlerdir. Bu durumda histeroskopi yöntemi ile rahim içi düzeltilse bile tekrar yapýþýklýk olabilmektedir. Yine TESE yöntemi ile sperm elde edilemeyen erkekler için bir çözüm yoktur. Gelecekte kök hücre tedavileri, yumurta veya sperm elde edilemeyen hastalar için bir umut olabilir.''
Buyru, tüp bebekte baþlangýçtan bu yana gerek yapýlan tedavilerde ve gerekse laboratuvar aþamasýnda pek çok ilerleme saðlandýðýna ve bu sayede baþarý oranýnýn yüzde 50'lere yükseldiðine iþaret ederek, günümüzde yumurtalýklarý uyarmak için daha az enjeksiyona gerek duyulacak hasta dostu tedaviler tercih edildiðini belirtti.
Tüm bebek tedavisinde baþarýnýn, büyük ölçüde kadýn yaþý ve embriyo kalitesi ile iliþkili olduðunun altýný çizen Buyru, bazen çok iyi embriyolara raðmen gebeliðin gerçekleþmeyebildiðine deðinerek, bu durumda rahim içi ile ilgili polip, yapýþýklýk gibi bir problem olup olmadýðýnýn histeroskopi ile araþtýrýlmasý gerektiðini vurguladý.
Buyru, tedavide baþarýyý belirleyen en önemli faktörün kadýnýn yaþý olduðuna vurgu yaparak, ''Belirli yaþtan sonra ne yazýk ki yeterli sayý ve kalitede yumurta elde edilememekte, baþarý oraný düþmektedir. Bu nedenle mümkün olduðu kadar doðurganlýðý ertelememek gerekir. 'Nasýl olsa tüp bebek yaparým' diye düþünmek doðru deðildir, tüp bebek için de iyi ve kaliteli yumurtalara gereksinim vardýr'' ifadelerini kullandý.